Atölye

11 Eylül (A25)

11 Eylül 2001’de ABD’nin dört yolcu uçağı, 19 hava korsanı tarafından kaçırılmıştı. Bu uçaklardan ikisi Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kulelerine çarparken kaçırılan üçüncü uçak ise Pentagon’a çarpmıştı. Dördüncü uçak, yolcuların mücadelesiyle Pennsylvania yakınlarına düşürülmüş ve bu saldırı, insanlık tarihindeki en ölümcül terör saldırısı olarak kayıtlara geçmişti. FBI’ın araştırmaları sonucunda saldırıları gerçekleştiren kişilerin El-Kaide’den olduğu öğrenilmişti.

11 Eylül öncesinde ABD çevreleme ve caydırıcılık dış politikası izlerken 11 Eylül saldırısı sonrasında George Bush, değişen güvenlik algısına karşı yeni tedbirler alınması gerektiğini vurgulamıştı. 11 Eylül ile birlikte ABD, en büyük tehdidin küreselleşme ile büyüyen terör örgütleri olduğunu söylemişti. Bu süreçte ABD, dış politika uygulamalarını ve savunma politikalarını düzenleyip yeni ulusal güvenlik stratejisini yani Bush Doktrini’ni ortaya koymuştu.

Sovyet Bloğu dağılınca ABD karşısında düşman kalmamış ve ABD dış politikada yeni arayışlara girmişti. Rusya dışında diğer bütün enerji kaynakları ve yeraltı kaynaklarının Müslüman ülkelerde olduğunu fark edip bu kaynakları denetim altına almak istemişti. 11 Eylül günü ikiz kulelere yapılan saldırı ABD’nin isteğini gerçekleştirmek için bir fırsat olarak görülmüş ve bu saldırının sebebi “İslami Terörizm” olarak adlandırılmıştı. 11 Eylül’de yaşanan terör olayı sonucunda ise tüm dünyada barış sağlanabilmesi ve yeni dünya düzeninin oluşturulabilmesi için yeni bir hareket başlatılmıştı. ABD’nin ortaya koyduğu “Demokrasi İçin Savaş” hareketi ilk olarak Orta Doğu üzerinde uygulanmaya başlanmıştı. 11 Eylül dünyada din, güvenlik ve terör kavramlarını ve algılarını tamamen değiştirmiştir. ABD’nin demokratikleşme söylemi ile girdiği Afganistan ve Irak’ta ise iç çatışmalar hala devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu