Genel

İsrail-BAE Anlaşması ve Ortadoğu’ya Etkileri

1979 yılında Mısır ile bir barış anlaşması imzalayan İsrail, 1994 yılında Ürdün ile masaya oturmuştu ve bu yüzden Ürdün, İsrail ile masaya oturan son devlet olarak kabul ediliyordu. Geçtiğimiz günlerde gündemde oldukça fazla yer alan ve uluslararası ilişkiler boyutu ile hepimizi yakından ilgilendiren İsrail-BAE anlaşması ise bir yandan İsrail’in diplomatik ilişkilerini canlandırdığını gösterirken bir yandan da Ortadoğu’nun geleceği için endişe verici bir senaryo çizmektedir. Zaten görünenin ötesinde iyi olan BAE ve İsrail’in ilişkileri ise bu anlaşma ile gün yüzüne çıkmaktadır. Bu iki devletin imzaladığı anlaşmanın en önemli noktası ise, anlaşmanın Filistin toprakları üzerinde yapılmasıdır.

Birleşik Arap Emirlikleri bundan 60 yıl öncesine kadar aslında çok fakir bir topluluk iken petrolün bulunması ile ülkede modernleşme dönemi başlamıştır. 1962 yılında petrol ihraç eden ülkeler arasına girmeyi de başardıktan sonra, BAE vatandaşları avcılık ve çeşitli ticaret işlerinde çalışmaya başlamışlardır. Kuruluşundan bu yana İngiltere’ye bağlı olan ülke, son yıllarda ABD’ye doğru bir sapma göstermiş ve 11 Eylül saldırılarından sonra ABD’nin değişen bölge politikasının en mühim ortağı olmuştur. BAE’nin en önemli kaynakları petrol ve doğalgaz olduğu için olası bir ekonomik dalgalanmada en çok etkilenen bölgelerden biridir ve bu durum da ABD’ye bağımlı olmasına daha fazla olanak vermektedir. Arap Baharı sürecinde de ABD ile olan yakınlığından sapmayan BAE, son olarak Arap-İsrail savaşını bitirecek olan bir barış anlaşmasının gerekliliğini savunan Trump’ın yanında yer almıştır. İsrail, uzun yıllardır Basra Körfezi’ndeki Arap toplulukları ile diplomatik ilişkiler kurmaktaydı. Bunun nedenleri arasında İran’a beslenen düşmanlık ve İsrail’in Kudüs’ü başkent olarak görmesiydi. Bu düşünceyi ABD’nin de kabul etmesiyle birlikte BAE’nin başlangıçta bu durumu içselleştiremediği düşünülmektedir.

İsrail işgal altındaki Batı Şeria’nın bazı kısımlarını ilhak etmesi kararı askıya alınınca, BAE İsrail’le diplomatik ilişkiler kurmak için 13 Ağustos 2020’de harekete geçti. İsrail, BAE ve ABD ile yaptıkları ortak açıklamada bu anlaşmayı Ortadoğu’ya barış getirecek “tarihi diplomatik atılım” şeklinde değerlendirdi. BAE İsrail’le bir bağ kurduğunu açıklayan ilk körfez Arap devleti olarak tarihe geçti. Filistin toprakları üzerinde yapılan bu anlaşma, o coğrafyadaki Arapları yalnızlaştırmak anlamına gelmektedir. Anlaşma içeriği ile ilgili kesin bilgiler bulunmasa da ABD için BAE güvenilir müttefik olarak anıldı. Filistinlerle resmi bir barış anlaşması olmasa bile ülkesinin bölgede olumlu bir havada karşılanması açısından önemlidir. İsrail, Suriye sınırı yakınlarında İran’a düzenli olarak saldırılarda bulundu. Yapılan  bu anlaşma, İsrail ve körfez ülkeler arasında İran’a olası bir çatışma konusunda endişeyi yükseltiyor.

Ortadoğu bu anlaşmaya ne tepki verdi?

Kasımda seçimlere hazırlanan Trump yönetimi, böyle bir diplomasinin içinde yer aldığı ve barış söylemlerinde bulunduğu için seçmenleri nezdinde olumlu bir imaja sahip olacaktır. Netanyahu ise Arap düşmanlığını kıran bir profil çizmek için önemli bir adım atmıştır. BAE, her ne kadar İsrail ilhak planından vazgeçti dese de, İsrail bunun sadece bir ertelemeden ibaret olduğunu söylemektedir. Filistinliler müzakerelerin hiçbir aşamasında bulunmadılar ve Filistin halkı da bu anlaşmaya hiçbir olumlu tepki vermedi. Türkiye net bir tepki ortaya koyarken, Mısır ve Suudi Arabistan suskun kaldılar. Önümüzdeki süreçte ise İslam ülkelerinde ve bölge siyasetinde diğer ülkelerin rolü zayıflarken, Türkiye’nin bir lider aktör olarak yükselmesi öngörülmektedir.

Bu anlaşmanın en büyük galibi İsrail olmuştur. Anlaşma ile birlikte Araplar’ın İsrail’i uluslararası alanda boykot etmeyi bırakacakları öngörülmektedir. Filistinliler İsrail karşısında daha yalnız kaldıklarını idrak edecektir ve görünen o ki farklı savunma stratejileri geliştirerek kendilerini savunacaklardır. BAE ise bu anlaşmayla birlikte bölgeye barışın geleceğine inanmaktadır.

Anlaşmaya destek olan başlıca kesimleri; AB, Fransa, Almanya, İngiltere şeklinde sıralayabiliriz. Türkiye, İran, Libya ve Filistin ise anlaşmaya sert bir tepkiyle karşı olduklarını belirtti.

Sonuç olarak, İsrail-BAE anlaşması başta Trump ve batılı devletler tarafından desteklenmektedir. İran için bir tehdit unsuru oluşturabileceğinden endişe eden büyük bir kesim vardır. Filistinliler ise artık tek başına kaldıklarını ve bu anlaşmanın barıştan yana olmayacağını düşünmektedir. Türkiye bu anlaşmada Filistin’e destek vererek, bir barış anlaşması olmadığını düşünmektedir. Önümüzdeki süreç bize anlaşmanın olumlu ve olumsuz taraflarını gösterecektir.

                                                                                                                                                   Zeynep Dilan YİĞİT

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu