SavaşGenel

Ukrayna Rusya Savaşı’nın Realizm Açısından Değerlendirilmesi

Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği konusunda Rusya’nın kırmızı çizgimizdir açıklamasına karşılık ABD başta olmak üzere NATO üyeleri dikkate almamış ve Ukrayna halkının ve hükümetinin isteğiyle üyeliğini kabul edeceklerini belirtmiştir. Rusya sınırında bir NATO üyesi olmasının kendisi açısından kabul edilemez olduğunu ve bunun kendisi için ciddi bir güvenlik tehdidi olduğunu vurgulamıştır. Rusya sınırında bulunan Ukrayna’nın kendisine yakın veya en azından daha önceden de uyguladığı gibi Finlandiyalaşma politikasını yani tarafsızlık politikasını uygulamasını talep etmektedir. Aksi takdirde sınırında NATO güçlerinin bulunması Rusya için asla kabul edilemez ciddi bir güvenlik zaafiyeti doğuracak ve küresel aktörlerden birisi olmasına rağmen sınırlarına tamamen hapsolmuş olacaktır.

Rusya her ne kadar sert gücü (hard power) yüksek bir ülke olsa da askeri operasyonların dışında da gücünü test eden ve bunu belli bir ölçüde uygulayan bir ülkedir. Dolayısıyla Ukrayna özelinde Rusya sadece sınır güvenliğinin tehdit edileceğinden değil aynı zamanda Ukrayna sınırları içinde bulunan ayrılıkçı yani Rusya yanlısı birey ve çıkar gruplarının da etkisinin zayıflayacağını bildiğinden bu duruma karşı çıkmaktadır. 

Rusya’nın 2014’te Ukrayna’da Batı yanlısı hükümetin başa geçmesi sonrasında Kırım’ı ilhak etmesi ve Zelensky hükümetinin NATO’ya üye olmak için attığı adımlar sonucu Ukrayna’ya işgali gösteriyor ki Ukrayna’nın Batı ile ilişkisinin Rusya ile ilişkisinden daha iyi kurması Rusya için ciddi bir güvenlik tehdididir. Rusya Donbass bölgesi olarak adlandırılan Luhansk ve Donetsk şehirlerindeki ayrılıkçı grupları destekleyerek bölgede Ukrayna’dan daha fazla güç sahibi konumdadır. Ukrayna’nın NATO üyesi olması durumunda bu bölge NATO askerleri ile doldurulacak ve buranın kontrolü NATO’ya geçecektir. Ayrıca bölgede ciddi bir ekonomik gelir getiren kömür rezervi olması da bu bölgenin önemini artırmaktadır. Öyle ki burası Avrupa’nın en büyük dördüncü büyük maden bölgesidir ve bölgede her iki ülkenin de ağır sanayi yatırımları bulunmaktadır. Ayrıca Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedeniyle Karadeniz’de hiçbir askeri varlık gösteremeyen ABD ve NATO ülkeleri Ukrayna’nın NATO üyesi olmasıyla birlikte buna son vermeyi planlamakadır.

Ukrayna’nın Karadeniz’e sınır olması nedeniyle NATO Ukrayna’nın üyeliği sonrasında Karadeniz’e istediği gibi girme yetkisine sahip olacaktır. ABD Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni bu yolla ‘bypass’ ederek (etkisiz kılarak) Rusya donanması tamamen Karadeniz’e hapsedip Rusya’nın jeopolitikasına darbe vurulacaktır. Rusya bu durumun yaşanmaması için önce Kırım’ı işgal etmiş ardından Ukrayna’nın Karadeniz kıyılarını kontrol altına almaya çalışmaktadır. 

Güvenlik tehdididin olduğu bir durumda uluslararası anlaşmalar, normlar, değerler ve kurallar önemsiz hale gelir ve geri plana itilir. Burada asıl amaç devletlerin varlığını sürdürmek tıpkı insanlar gibi hayatta kalmak olduğundan bu gibi şeyler önemini yitirir. Devletlerin ilk amacı varlığını sürdürmektedir ve bu amacı zedeleyecek veya tehlikeye düşürecek herhangi bir durumda hayatta kalma içgüdüsüyle hareket edecektir. Realizm bakış açısında göre uluslararası ilişkilerde tek aktör devlet olduğundan uluslararası kurum/kuruluş ve şirketlerin tutumu güvenlik tehdidi anında hiçbir öneme sahip değildir. Önemli olan tek şey devletlerin çıkarları ve devletlerin nihai çıkarı ise hayatta kalma mücadelesini sürdürmektedir. Rusya bu açıdan hemen hemen tüm uluslararası kuruluşların ciddi tepki ve yaptırımlarına maruz kalmasına rağmen eylemlerine devam etmektedir. Rusya uluslararası ilişkiler ajandasından bağımsız bir politika izlemek zorunda kalmakta ve sonuçlarına katlanmak durumundadır. Ayrıca uluslararası kuruluşların kendi başlarına bir güç sahibi olmaması ve bağımsız hareket etmemesi gibi nedenlerden dolayı bu yaptırımların hukuksal açıdan bağlayıcılığının sürdürülebilir olmadığını savunan realistler Rusya’nın bu açıdan kısıtlanmasının zor olduğunu ifade etmiştir.

Güvenlik, realistler için öncelikli konu olması nedeniyle iktisadi, hukuksal gibi konular geri plana atılır. Realistler ülke politikalarını yüksek ve düşük politika diye ikiye ayırmaktadır. Yüksek politika askeri ve güvenlikle ilgili konuları içerirken düşük politika bunun dışında kalan konuları (iktisadi,hukuki,toplumsal, vs.) içerir. Rusya’nın uluslararası hukuk kurallarına aykırı olarak bağımsız bir devlete karşı savaş başlatması bu bağlamda değerlendirilebilir. Rusya’nın öncelik verdiği asıl mesele kendi sınır güvenliğini koruma ve NATO donanmasının Karadeniz’e ulaşması olasılığını ortadan kaldırmaktır. Rusya ancak bu endişelerini giderdikten sonra uluslararası hukuk ve normları dikkate alabilir aksi takdirde bu saldırgan tutumu varlığını sürdürmek amacıyla devam edecektir.

Yazar: Umutcan Çiftci

Kaynaklar

https://www.diplomatikstrateji.com/rusya-ukrayna-son-durum/
https://www.aa.com.tr/tr/analiz/prof-dr-tasansu-turker-tum-yonuyle-rusya-ukrayna-savasini-degerlendirdi/2519286
https://www.stratejikortak.com/2022/02/olasi-ukrayna-isgalinin-etkileri-nelerdir.html

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu