Genel

Covid-19 Virüsü Türkiye Ekonomisi Üstündeki Etkisi

LİTERATÜR TARAMASI
Literatürdeki çalışmalar incelendiğinde para politikaları ve araçları, Covid-19 salgını ile ilgili bilgiler, salgının küresel ölçektedi durumu ve Türkiyenin salgın krizi karşısındaki ekonomik ve parasal politikaları araçlarını kullanımındaki çalışmaların oldukça az ve konunun güncelliği ve hala salgın hasalığın devam etmesi doğrultusunda kaynak sayısının sınırlı ve az sayıda olduğu görülmektedir.

Akçay, (1997)’nin çalışmasında, para ve maliye politikasının ekonomik büyüme üzerindeki etkileri, para politikaları ve para politikasını uygularken kullanılan araçların bilgileri analiz edilmiştir. Bu çalışmada para politikalarının tarihsel süreci ve etkilenilen akımlar doğrultusunda Türkiyenin ekonomisinde kullandığı para politikaları hakkında bilgi verilmiştir.

Anderson (2020)’nin çalışmasında, hükümetlerin Covid-19 karşısında aldıkları ekonomik ve sınırların kapatılması gibi önlemler doğrultusunda Singapur ve Asya ülkelerinin bazılarındaki enfekte olan insanların sayısı azalması ve bu oranın ekonomik olarak etkisini analiz etmiştir.

Baldwin ve Weder di Mauno (2020)’nin çalışmasında, Aile bireyleri, bazı üretim ve sağlık alanında çalışan firmalar, sağlık sistemlerini ve bankaları doğrudan etkileyen ve hedefleyen bu ekonomik önlemler, ülkeler arasında genişlik ve kapsam bakımından farklılıklar analiz edilmiştir.

Eichembaum, Rebelo, ve Trabandt (2020)’nin çalışmasında, insan hareketliliğini ve iş operasyonlarını sınırlayarak ekonomik faaliyeti de bozmaktadır analizine ulaşılmaktadır.

Gourincchas (2020)’nin çalışmasında, Kamu sağlığı kontrollerinin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ve kamu refahını sürdürmek için hükümetler, mali, parasal ve finansal politika önlemlerini içeren ekonomik paketleri kabul etmeleri bilgisi ve analizine ulaşılmıştır.

IMF (2020)’nin verdiği bilgiye göre, Ülkeler tarafından kabul edilen para politikaları genellikle bankalara likidite desteğinden oluşur bilgisine ulaşılmıştır.

Roser, Ritchie ve Ortiz Ospina (2020)’nin çalışmasında, Korona virüs salgını, 2019’in Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıktı ve hala küresel olarak devam ediyor. COVİD-19 küresel boyuttaki salgın, 31 Mart 2020 itibariyle 199 ülke ve bölgeye 777.798 vaka ve 37.272 ölüme neden olduğu bilgisi analiz edilip verilmiştir.

ÖZET
Bu çalışmanın amacı, Türkiyenin para politikası ve bunu uygularken kullandığı para politikası araçlarını incelemek bununla birikte günümüzde etkisini gördüğümüz Covid-19 salgını ile Türkiyenin ekonomisi ve ekonomik politikalarını incelemektir. İlk olarak para politikasını tarihsel süreci ile Klasik ekonomi para politikaları ve Keynesyen ekonomi para politikalarının tarihsel süreci incelenmiştir. Daha sonra Türkiye para politikası ve para politikasındaki araçlar doğrultusunda Covid-19 salgını etkisi değerlendirilmiştir. Türkiyenin faktörel ekonomi sektörleri baza alınarak bu kriz durumu karsısındaki ekonomik ve küreselleşen dünyadaki ekonomi politikalarındaki yeri ve önemi vurgulanarak alınmış önlemler ve alınması gereken önlemler saptanmıştır. Günden güne değişiklik gösteren vaka sayılarındaki dalgalanmalar Türkiye ekonomisi ve küresel ölçekte uyguladığı par politikaları aynı zamanda Merkez Bankasının almış olduğu önlemler gözler önüne sunulmaktadır.


ABSTRACT
Aim of this study is to examine the monetary policy of Turkey and the monetary policy tools it uses to implement it, and to examine the economy and economic policies of Turkey with the covid-19 epidemic, which we have seen the impact of today. First, the historical process of monetary policy and the historical process of classical economic monetary policies and Keynesian economic monetary policies were examined. Subsequently, the impact of the Covid-19 outbreak was evaluated in line with Turkish monetary policy and instruments in monetary policy. Based on the factorial economic sectors of Turkey, the measures taken and the measures to be taken were determined by emphasizing the place and importance of economic policies in the economic and globalizing world in response to this crisis situation. Fluctuations in the number of cases that change from day to day the Turkish economy and the par policies that it has implemented on a global scale are also presented to the Central Bank’s measures.

GİRİŞ
Günümüzde oldukça sancılı ve yeni bir salgın ile kriz atmosferini soluduğumuz bir tehdit ile burun burunayız. Bu durum karşısında hem sosyal hem politik hem de ekonomik olarak bazı kısıtlamalar ile küresel olarak yaşıyoruz. Covid-19 salgın hastalığı patlak verdiği yer Asya kıtasında Çin’in Wuhan bölgesinde olmasına rağmen çok hızlı bir şekilde yayılmış ve odak noktası Avrupa bölgesine kaymıştır. Bu durum karşısında jeopolitik olarak dolaylı ya da doğrudan Türkiyeyi de etkilediğini görebiliyoruz. Bu durum karşısında en fazla etkiyi ekonomik olarak olumsuz etkilerini çok rahat görebiliyoruz. Bir çok ülke bunların içinde Türkiye de olmak üzere hem uluslararası sınırlarını hem de ulus içi sınırlarındaki kısıtlamalar neticesinde bir çok ekonomik sektörler, ithalat ve ihracat, turizm gibi önemli ekonomik getirisi olan bir çok transfer işlemleri baltalandı. Bu durum karşısında herbir ülkenin uygulamış olduğu ekonomik para politikaları ve bu para politikalarını uygulamakta rol alan para politikaları araçları oldukça önemlidir. Para politikalarının tarihsel süreci olarak bakarsak çok köklü olduğunu görebiliyoruz. Bu para politikaları günden güne çeşitleniyor ve bazıları değişiyor. Bu çeşitlenme ve değişme gibi hareketlenmelerin temel sebepleri küresel ekonomi politikalarındaki yaşanan olaylar ve doğrudan ya da dolaylı olarak politik ya da sağlık gibi alternatif yolların ekonomi üzerindeki etkisidir. Tükiye ekonomisi ve hükümeti hem para politikaları aynı zamanda para politika araçlarını hem de üretim sektöründeki çeşitlilik gösteren firmalar sayesinde hem kendi sınırları içinde hem de sınır ötesi maske üretimi ve sağlık ekipmanları gibi birçok ürün ve hizmet üretip bunları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmıştır. Ekonomik ve para politikaları açısından Türkiye Cumhuriyeti çevresindeki diğer ülkelere göre daha başarılı bir politika izleyip bu durumu aleyhine çevirebilmiştir. Aynı zamanda sağlık sektörüne bu salgı hastalık krizi öncesi yapmış olduğu yatırımların meyvesini görüyoruz ki günümüzde almış bulunmaktadır. Avrupa ülkelerindeki sağlık ekipmanları ve Avrupalı bireylerin sağlık ödeneklerine baktığımız zaman bu durum gözle görülür bir şekilde Türkiyenin sağlık alanındaki ekonomik gücü diğer ülkelere göre daha başarılı. Aynı zamanda ihtiyaç sahiplerine ve özel kuruluşta çalışan kişilere ödediği ödenekler, teşvik ve destek fonları ile mağdur edilen kişi sayısı hesaplanırsa çevre ülkelerden daha başarılı bir sonuç elde etmiş bulunuyoruz.

  1. 1. PARA POLİTİKASINA İLİŞKİN KURAMSAL GÖRÜŞLER
    1.1.KLASİK DÖNEMDE PARA POLİTİKASI YAKLAŞIMLARI
    Para hem klasik görüş döneminde hemde neoklasik görüş dönemindeki yaklaşımlara göre ürün ya da mal parası olarak ele alınmıştır. Mal yada ürün parası denmesinin sebebi ise malların ya da ürünlerin kendi cinsinden ya da farklı bir cins mal ya da ürünün değiş tokuşu ile ön saflarda olduğu geniş bir anlayışın oldukça yaygınlaşması ile doğru orantılıdır. Bu sebepten dolayı altın, gümüş ve değerli hammadde ürünleri gibi kıymetli madenleri kendi içine izole edip barındırmak için yalnızca tahvil ve banknotları para miktarı içine almaktadır.
  2. Klasik ekonomide en belirgin önemli olan konu ise elde bulunan malın miktarı ya da sayısıdır. Elde bulunan mal miktarının karşısına temas eden para ile tekrar kaşısında bulunan belli bir miktarda satın alınabilme kabiliyeti ile gözler önüne gelmektedir. Bununla birlikte para daha önceden klasik ekonomicilere göre ekonominin başlangıcında işlem görevi yada yolu gibi görünsede daha sonra ihtiyaç sınıfına girmiş ve bunu devam ettirmiştir.
  3. Klasik dönem ekonomistçilerinden olan Thomas Malthus a göre toplam üretim miktarına göre gelir yaratılmasının bu elde edilen gelirin tamamının harcanmayacağı göstergesi öne sürülmüştür. Bu durum ile birlikte insanlar gelirlerinin önemli bi payını tasarruf edip aynı zamanda tasarruf edilen paranın miktarı kadar firmaların yatırım tutarından fazla olursa bu durumda üreyimin bir kısmı satılamayacaktır. Bu durum karşısında bağlı olarak girişimciler üretimlerini kısıtlamak zorunda kalıp para kazanamaz hale gelicek ve işsizlik meydana gelicektir. Bu düşünce daha sonra da Keynes tarafından da benimsenerek kullanılmıştır (AKÇAY, 1997).
  4. 1.2.KEYNESYEN DÖNEMDE PARA POLİTİKSI YAKLAŞIMLARI
  5. 1930 yılından beri bu köklü para politikası yaklaşımındaki iktisadi görüşe göre Keynesyen görüşe göre, üretim seviyesi toplam bütün mal ile hizmet talebi vasıtası sayesinde belirlenmektedir. Keynes ve Klasiklerin arasındaki temel fark ise Keynes’in özellikle de kısa dönem fiyatları ile faiz oranlarındaki dalgalanmaların iktisadi ve ekonomik faaliyetlerinin seviyesini ya da düzeyini tam istihdam seviyesine doğru götürmeyebileceğidir.
  6. Keynesyen görüşe göre para ve arz talebi vasıtası ile faiz oranları belirlenmektedir. Bu sayede Klasik iktisadi düşüncelere göre para politikaları konusunda birbirlerinden farklı bir rol ve görev almaktadır. Para ve arz talebi Klasikçilere göre sadece fiyat düzeyini belirlemektir anlayışına karşılık Keyneslyenlere göre para ve arz talebindeki herhangi bir değişme neticesinde faiz oranlarını doğru orantılı olarak etkilemektedir. Bu bağlamda para politikalarının yardımı sayesinde reel ekonomiyi etkilemenin son derece uygun ve mümkün olabileceği varsayımı Keynesyenlere göre mümkündür.
  7. Keynesyen model para politikaları ekonominin eksik istihdamda dahi dengede durabileceğini kendi fikirlerince beyan etmişlerdir. Bunun karşıt durumu ise Klasik iktisadi para politikası modelde mevcuttur. Fakat hem Klasiklerde hem de Keynesyenlerde aynı fikirde oldukları bir konu var o ise serbest fiyat sisteminde tam anlamıyla bir fiyat yada ücret esnekliği mümkün olsa bile, üm üretim faktörlerinin tam istihdamının içinde bulundurduğu uzun dönem dengesine kadar giden otomatik bir eğilim içinde olmayacağını kendi hipotezleri ve varsayımları ile birlikte ifade etmişlerdir.
  1. 2. TÜRKİYEDE PARA POLİTİKASI ARAÇLARI
    Küreselleşen dünyada her devletin üstünde hissettiği olduğu bir takım sorumluluklar mevcuttur. Bu sorumluluklar sosyal, siyasi, teknolojik ilerleme, istihdam oranlarındaki artış sağlama ya da ekonomik gibi bir takım sorumluluklardır. Bir üklenin bütün bu sorumlulukları yerine getirebilmesi için ilk adım olarak ekonomik aktörleri devreye sokarak istihdam oranlarını arttırmak ve bunun neticesinde gelişme sürecini hızlandırmaktır. Bütün bunları yapabilmesi için para politikalarını geliştirmesi ve küresel ekonomik reformları takip ederek ülke ekonomisini buna entegre edebilmesi gerekir. Bunun için bİr takım para politikası araçlarını ileri sürmesi ve bütün bu araçları ülke ekonomisine avantaj sağlaması adına uygulaması gerekir.
  2. Türkiye Cumhuriyeti para politikasında Merkez Bankasının ele almış ve uygulamış olduğu bir takım para politikası araçlarının olduğunu görebiliyoruz. Bu para politikası araçları dönemsel olarak değişiklik gösterebilir. Bu değişiklik göstermesinin temel sebebi küresel ekonomi politikalarındaki değişikliklerdir. Merkez Bankasının ele aldığı ve uyguladığı temel üç tane para politikası araçları mevcuttur. Bunlar, Karşılık İhtiyat Oranı, Reeskont Oranı ve Açık Piyasa İşlemleridir. Bu para politikası araçlarının yanında bir takım başka para politikası araçlarıda vardır fakat Merkez Bankasının kullandığı en önemli para politikası araçları bunlardır.
  3. 2.1.REESKONT POLİTİKASI
  4. Bu politika para arzını doğru orantılı bir şekilde etkilemek amacı ile para politikası aracı olarak kullanılmaktadır. Bu para politikası aracı son başvuru kaynağı şeklinde nitelendirilmektedir. Bu bağlamda reeskont para politikası, reeskont oranları ve reeskont kotalarının değiştirilmesi vasıtası ile para arzını etkileyebilir. Son başvuru niteliğinin kazanmasının sebebi ise, herhangi bir kuruluşun nakit likiditesi azalığında ya da bittiğinde ve bunun sonucunda borç bulamadığı durumlarda son çare olarak bu krediden fayda sağlayabilmesinden dolayı bu niteliği kazanmıştır. Bu sebepten dolayı sakıncalı ve caydırıcı olabilmesi için piyasa faiz oranlarına göre reeskont oranları daha üst seviyelere taşınmaktadır. Özellikle Türkiye ekonomisindeki gibi daraltıcı bir ekonomi istikrar programı uygulamasında Merkez Bankası reeskont oranları, senet bozma veya kredi faizlerinin üstünde tutularak, iç kredi hacmini genişleterek Merkez Bankası kredilerinin azalması vasıtası ile önlenebilir.
  5. Merkez Bankasının uygulamış olduğu iki farklı reeskont kredisi mevcuttur. Bunlardan birisi kısa vadeli avanslar bir diğeri ise orta ve uzun vadeli krediler olarak iki farklı tür reeskont kredisi uygulaması vardır. Bu kredi uygulamasını kendi bünyesinde bir çok faktör kuruluşlar arasında ayrıma tabi tutulurken kısa vadeli faizler genelde orta ve uzun vadeli faizler arasında ciddi bir oran değişikliği görebilmek mümkündür.
  6. 2.2.KARŞILIK İHTİYAT ORANI
  7. Karşılık ihtiyat oranı gelişmiş ve gelişmesini tamamlayan bütün ülkelerde etkin olarak kullanılan bir para politikası aracıdır. Karşılık ihtiyat oranı para politikası özelliklede gelişmiş ülkelerde geleneksel para politika araçlarından daha etkili bir işleve sahiptir. Türkiye ekonomisi de bu para politikası aracında oldukça önemini vurgular ve uygulamalarında bunu etkili bir şekilde gösterir. Bu ve buna benzer para politikası araçları gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin ekonomilerindeki bel kemiği denilecek kadar mühim olan para politikası araçlarından bir tanesidir. Türkiye ekonomi sisteminde en çok kullanılan ve en çok güveni kazanılan para politikası aracı karşılık ihtiyat oranıdır. Bankalar mevduatlarının belli bir oranda alınıp o alınan oranın yüzdesini rezerv olarak saklamaları gerekmektedir. Merkez Bankası karşılık oranını arttırdığı zaman, bankalar daha fazla rezervi elinde bulundurmak ya da tutmak için bazı zorunluluk durumlarında kalacaklar ve daha az kredi verecekler. Bu durum doğru orantılı olarak para arzında azalmalara neden olacaktır. Merkez Bankası karşılık oranını azalttığı zaman ise bankalar daha az rezerv tutmak durumu ile karşı karşıya kalacaklar ve aynı zamanda daha yüksek oranda kredi verebilme durumuna gelme ile karşı karşıya kalacaklar. Bu durum ise para arzının artması ile doğrundan etkileyecek bir durum yaşanacaktır.
  8. 2.3.AÇIK PİYASA İŞLEMLERİ
  9. Bu para politikası aracı günümüzde küresel olarak neredeyse bütün Merkez Bankalarının kullandığı ve kullanma eğiliminde bulunduğu bir para politikası aracıdır. Bu para politikası aracının temel rolü, Merkez Banksının piyasadaki para hacminin kontrolünü ele almak, kısa vadeli ekonomik faktörler olan senet ve tahvillerin alışverişindeki alıp satılması olarak tanımlanan piyasa işlemleri gibi faktorel analizleri uygulamak ve bunu başarılı bir şekilde sağlamaktır. Bunun vasıtası ile önemli gelişmiş ekonomik değer taşıyan bir sermaye piyasasının mevcut olması, bu para politikası aracının etkisini sağlam bir zemine taşıması ile birlikte Merkez Bankasını açık piyasa işlemlerini uygulayan kişi ya da bazı kurum ve kuruluşlar ile para politikası racının amacı, açık piyasa işlemleri ile bir takım likidite ayarlamalarının etkisini seyrelten unsurlardan birisidir.
  10. Merkez Bankasının para ve sermaye piyasalarında hazine bonusu, devlet tahvili gibi menkul kıymet değeri taşıyan aynı zamanda bu maddelerin alınması ve satılmasına açık piyasa işlemleri adı verilir. Merkez Bankası, para arzını yükseltmek ya da arttırmak istediği zaman bu kıymetli kağıtları satın alma gibi bir durumu vardır. Bu sebep sayesinde, kıymetli ya da değerli kağıtları satan kişi, kurum ya da kuruluşlar para hanelerinde daha fazla paraya sahip olurlar. Bu durum karşısında ekonomideki ve piyasadaki para arzının artmış olduğunu görebiliriz. Para arzının azaltılması istendiği durum ile karşı karşıya kalınımlası durumunda, bu kıymetli ya da değerli kağıtlardan piyasaya sunabilir ya da bu değer niteliği taşıyan kağıtları satabilir. Bu durum ile beraber ekonomide ya da piyasadaki para arazında azalmalar ile karşı karşıya kalınır.
  1. 3. COVİD-19 SALGINI KARŞISINDA TÜRKİYE EKONOMİSİ
    Korona virüs salgını, 2019’in Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıktı ve hala küresel olarak devam ediyor. COVİD-19 kürese boyuttaki salgın, 31 Mart 2020 itibariyle 199 ülke ve bölgeye 777.798 vaka ve 37.272 ölüme neden oldu. (Roser, Ritchie ve Ortiz-Ospina, 2020). İnsan acı ve yaşam kaybına ilave olarak, salgın büyük bir küresel ekonomik kriz yarattı. Dünyanın en büyük ekonomileri (G7 ve Çin) salgın hastalığından en çok etkilenenler arasındadır (Baldwin ve Weder di Mauro, 2020).
    Covid-19 salgın hastalığı vasıtası ile ekonomi üzerinde çok farklı çeşitli şekillerde doğru orantılı olumsuz etkileri vardır. Hem Türkiye hem de küresel ölçekli bakıcak olursak izole edilen veya hastaneye yatırılan birkaç enfekte işçi, çeşitli talep ve arz tarafı etkileri olan iş gücüne katılamaz. Ayrıca, küresel ölçeğe sahip olan bu salgın hastalığın psikolojik etkisi, enfekte olan kişiler ve yakınları ile herhangi bir teması doğrultusunda bulaşabilmesi ve bunun yayılarak bir çok kişide bu salgın hastalığın tanısını taşınası yaklaşımını benimsemeyi tercih eden ülke tarafından ekonomik faaliyetten çekilmeye yol açmaktadır.
    3.1. TÜRKİYE EKONOMİSİ VE HÜKÜMETİ COVİD-19 SALGINI KRİZİNİ
    BAŞARILI BİR ŞEKİLDE YÜRÜTEBİLDİ Mİ?
    Covıd-19’un iletim hızını azaltmak ve sağlık sistemi üzerindeki yükü azaltmak için Türkiye ekonomisi için Türkiye hükümeti, okul ve fabrika kapanışları, seyahat kısıtlamaları ve şehirler arasındaki sınırların kapatılması dahil olmak üzere çok çeşitli sıkı halk sağlığı önlemleri benimsemiştir. Bu bir takım alınan önlemler, Singapur ve Hong Kong vakalarında görüldüğü gibi yeni enfekte olan insanların sayısında büyümesini yavaşlatmada etkili olmuştur (Anderson ve ark . 2020). Bununla birlikte, bu etkisini gösteren ve alınan kararlar, insan hareketliliğini ve iş operasyonlarını sınırlayarak ekonomik faaliyeti de bozmaktadır (Eichenbaum, Rebelo ve Trabandt, 2020). Bu konu bağlamında ayrı bir konu olarak, Covid-19 salgını ve ilişkili halk sağlığı kontrolleri tedarik zincirlerini bozmuş ve imalat ve hizmet sektörlerinde faaliyet azalmış, bu da artan işten çıkarmalara yol açmıştır. Borsalar dünya çapında çöktü ve işsizlik iddialarının sayısı benzeri görülmemiş seviyelere yükseldi.
  2. Kamu sağlığı kontrollerinin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ve kamu refahını sürdürmek için hükümetler, mali, parasal ve finansal politika önlemlerini içeren ekonomik paketleri kabul ettiler (Gourinchas, 2020). Bu bağlamda Türkiye ekonomisi ve para politikalarında hükümetin aldığı kararlar son derece önemlidir. Aile bireyleri, bazı üretim ve sağlık alanında çalışan firmalar, sağlık sistemlerini ve bankaları doğrudan etkileyen ve hedefleyen bu ekonomik önlemler, ülkeler arasında genişlik ve kapsam bakımından farklılık göstermektedir (Weder di Mauro, 2020).
  3. Ülkeler tarafından kabul edilen para politikaları genellikle bankalara likidite desteğinden oluşur (IMF, 2020). Tipik maliye politikaları arasında aile bireylerine ve işletmelere yapılan transferler, sosyal güvenlik yardımlarının genişletilmesi ve sağlık sistemi için fonlar yer almaktadır. Örneğin, Türkiye karantinaya alınan bireyler için nakit transferleri, düşük gelirli haneler için tüketim ihtiyaçlarını ve küçük işletmeler için ücret ve kira desteği sağladı. Aynı zamanda Türkiye hükümeti, kısa vadeli iş sübvansiyonuna erişimi genişletti, düşük gelirli ebeveynler için çocuk bakım yardımlarını artırdı ve küçük işletme ile geçimini sağlayan sahiplere ve serbest meslek ile geçimini sağlayan iş sahibi kişilere, salgının ortaya çıkıştan itibaren etkilenen kişilere maddi yardım fonlarısağladı. Türkiye hükümeti, ulusal sağlık hizmeti için fon sağladı, emlak vergisi tatilleri, küçük firmalar için doğrudan hibeler ve hastalık izni tazminatı dahil olmak üzere işletmeleri desteklemek ve savunmasız insanları desteklemek içinsosyal güvenlik ağını güçlendirdi.
  4. Bu ve benzeri durum ile kaşı karşıya kalınması durumunda, Covid-19 salgın hastalığına bir yanıt olarak Türkiye ekonomisi ve hükümeti tarafından kabul edilen farklı ekonomik politika önlemlerinin ve bu önlemlerin alınmasındaki önemli bir rol oynayan ekonomik politika araçlarının kapsamlı bir önemi olduğunu gerçekleştiriyoruz ve mali, parasal ve döviz kuru önlemlerini içeren geniş bir veritabanı Türkiye hükümeti tarafından oluşturuluyor. Daha sonra, bu para politikası ve araçları ilkesini kullanarak, kabul edilen tüm mali, parasal ve döviz kuru önlemlerini içeren bir COVİD-19 ekonomik teşvik ve destekler Türkiye hükümeti tarafından oluşturuluyor. Bu oluşturulan teşvik ve yardım ekonomik paketleri , Türkiye hükümeti tarafından alınan ekonomik tepkileri standartlaştırır, böylece politikalardaki ülkeler arası farklılıkları incelemeye izin verir. Ülkelerin ekonomik tepkilerinin çeşitli ülke özellikleri, salgın hastalığı ile ilgili değişkenler ve halk sağlığı önlemleri ile ne ölçüde şekillendiğini daha fazla araştırılmalı ve bu durum karşısında daha tedbirli önlemler alınması gerekmektedir. Bütün bu neticeler ile birlikte , nüfusun ortanca yaşı, kişi başına düşen hastane yatak sayısı, kişi başına düşen GSYİH ve toplam vaka sayısının, Türkiyenin ekonomi politikası yanıtlarının kapsamı ile önemli ölçüde ilişkili olduğunu göstermektedir.


SONUÇ
Günümüzde hala yaşamakta olduğumuz bu salgın hastalık krizi ile birlikte alınan önlemler son derece önem niteliği taşımak ile beraber alınan en ufak bir yanlış karar ile birlikte Türkiyebaekonomisine çok derin ve oldukça etkili bir darbe yaşamak son derece olası bir durumdur. Bu durum karşısında karar vericilerin özellikle de ekonomik boyutta alınan kararla son derece dikkatli bir şekilde alınmalı ve bu kararlar başarılı bir şekilde uygulanmalıdır. Sektörel iş alanlarındaki kısıtlamalar doğrultusunda Türkiye hükümetinin ekonomik perspektifte aldıkları yaptırımlar son derece mantık çerçevesindedir. Sağlık alanında yapılan ekonomik uygulamalar ve bu maske, eldiven, dezenfektan ve solunum cihazları gibi sağlık ekipmanlarının üretimi ve bunun pazara olan etkisi son derece önem arz eden bir durumdur. Türkiye hükümetinin destek ve teşvik başlığı altında uyguladığı küçük iş yeri ile geçimini sağlayan iş verenlere ve serbest meslek ile geçimini sağlayan işçilere sağladığı destek ve uygulamalar son derece önemli birer noktadır. Bu durum ile birlikte alınması gereken bazı ekonomik önlemler olsa bile salgın krizinin atlatılması daha önemli bir durudur. Çünkü çalışan işçi ve iş verenlerin salgına yakalanma gibi bir durum ile karşı karşıya kalması üretim ve hizmet gibi sektörlerde sekteye ya da duraklamaya hatta tamamen kaybolmaya kadar gidecek büyük bir tehdit algısı ile burun buruna kalması durumu ekonomiyi ve uygulanacak para politikalarını derinden etkileyebilir.

Mustafa YAĞCI

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu