Genel

Unutulmayan Acı: Karabağ

Kafkaslardan aşacağız
Türklüğe şan katacağız
Türk’ün şanlı bayrağını
Turan ele asacağız
Azerbaycan bayrağını
Karabağ’da asacağız…
Sadece bir şarkıdan ziyade bir milletin mirasıdır bu sözler.

Değerli Türk Sanatçısı Azerin bu şarkıyı ifa ederken, son dizelerde Azerbaycan bayrağını Karabağ’da asacağız diye eklemişti Şehit Ahmed Cevad’ın yazdığı bu şiire. Bir de şarkının sonunda’’ İNŞAALLAH’’ demişti en içten duygularıyla. Bugünlerde verdiği bir röportajda “ELHAMDÜLİLLAH’’ demek nasip oldu hem Azerin Hanıma hem de bizlere. Peki KARABAĞ‘a ne olmuştu, neden YA KARABAĞ YA ÖLÜM denmişti Ozan Arif’in dizelerinde?

Karabağ, kelime anlamı olarak halkın başbuğu anlamına geliyor. İsmiyle müsemma olmak böyle bir şey olmalı ki araştırmalar sonucunda hakikaten de bu topraklarda zamanla Orta Asya’dan Kafkasya’ya kadar uzanmış büyük bir birliğin olduğu görülür. Peki bu büyük birlik düzeni nasıl bozulmuştur? Bir Rus planı olarak Karabağ’ın ermenileşmesi hayata geçirilmiştir. Bunu tarihi belgelerle kanıtlamak mümkündür. 19 Mayıs 1783’de Rus Knyazı (Prens) A.Potyomkin’in, Çar 2.Katerina’ya bir mektup yazar. Bu mektupta Potyomkin, Karabağ’ı Ermenilerin idaresine vermekle “Asya’da Hristiyan bir devlet yaratmanın” gereklerinden bahsetmişti. Ermenilerin Karabağ’a yerleşmelerinin ilk tarihi ise 19.yy başlarıdır. Rusya Kafkasya’yı ele geçirme planları yaparken kuzey Kafkasya‘daki Azerbaycan Hanlıkları içerisinde ilk olarak Karabağ’ı işgal etti. 1805 Kürekçay Antlaşması Karabağ için işgal fermanı oldu ve gerçek tarihi yok etmeye çalışan Ermenilerin Karabağ’ın çok eski tarihlerden beri Ermeni toprağı olduğuna yönelik tezlerine en iyi cevap olsa gerek. Ermeni aydınlarının iddia ettiklerine göre 1828 yılında Karabağ bir Ermeni toprağı olarak Rusya’ya birleştirilmiştir. Fakat gerçek şudur ki Karabağ, bir Türk –Müslüman Hanlığı olarak
Rusya ile birleşmiştir. Çar Rusya’nın elbette bir de planı vardı: Bölgeye Ermenileri yerleştirmek. Sebebi ise bu bölgeyi sonsuza kadar elinde bulundurmaktı. 1828 yılında Rusya-İran arasında ‘Türkmençay Antlaşması’ ile ilk adım atılmış oldu. İran’dan Karabağ’a, Erivan’a ve Nahçivan’a Ermeniler hızlı bir şekilde göç ettirildi. 1829 yılında ise Osmanlı topraklarındaki Ermenileri Karabağ ve Erivan Hanlığın topraklarına yerleştirmeye başladılar. 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan’da Halk
Cumhuriyeti ilan edildiği zaman Ermeniler de kendi bağımsızlıklarını ilan ettiler ve
Karabağ’da toprak iddiasında bulundular. Sonra da haince planlarını uygulayarak katliamlar yapmaya başladılar. Oyunlar peşi sıra devam ederken gündeme sahte nüfus artışı bomba gibi düşmüştü. “Ermeni eli” hızlı çalışıyordu. Azerbaycanlıların sayısı arttıkça da bu sayı Ermenilerin tarafına yazılıyordu. Ve beklenen oldu. Komünist Partisi Merkez Komitesi’ne bağlı Kafkas Bürosu, Dağlık Karabağ’ın Ermenilere ait olması gerektiğini söyleyen bildiriyi onayladı. Elbette Azerbaycan sert bir tepkiyle karşılık verdi. Ama devam eden zaman diliminde Ermeniler yine Moskovanın yardımıyla hiçbir hakkı olmadan Karabağ’da özerklik statüsü elde ettiler. Bu da gelecekteki sorunlar için bir temel oluşturuyordu. Aslında o
topraklar Azerbaycan Türklerinindi ve nüfus olarak da daha fazlalardı. Onlara da özerklik hakkı tanınmalıydı ama ne yazık ki böyle bir şey olmadı. Oysaki en büyük acı atalarının kazandığı öz malları olan topraklarında yine kendi toprakları için hak elde etmeye çalışmalarıydı. Buna nasıl dayanılırdı ki?

Doğu Anadolu’da boy gösteren olayların aynısı tam 100 yıl sonra karabağ’da baş gösterdi. Terörle, ölümle, kanla… Dağlık Karabağ da bu pis oyunun kurbanlarından biriydi. 1918’de Azerbaycan’ın çeşitli bölgelerinde Taşnak Bolşevikler tarafından toplu katliamlar yapılmaya başlandı. Dağlık Karabağ’ın asıl sahiplerinin Azerbaycan olduğu Moskova tarafından bilinse de onun kime ait olması gerektiği tartışma konusu oldu ve 1923 yılında bir plan yapılarak Karabağ’a özerklik statüsü verildi. Özerklik verilerek de burada bölücülüğün önü açılmış oldu. Birbirine yakın tarihlerde Kerkicahan, Malıbeyli, Hocalı, Şuşa, Laçin, Kelbecer, Akdam, Füzuli, Cebrayıl, Kubadlı, Zengilan … Bir bir elden gitti. Ermeniler insanlıktan nasibini
almamışlık edasıyla, eşine benzerine rastlanılmayan soykırımı yaptılar. Çocuk, genç,
yaşlı,kadın,erkek, demeden hepsine kıydılar. Katliamdan bu zamana kadar süreçte
olumsuzluklar yaşanmaya devam etti. İki taraf arasında ateşkes ihlalleri, Ermenilerin
üstünlük sağlama çabaları hep devam etti. Ta ki Temmuz 2020‘ye kadar.
Azerbaycan-Ermenistan sınırının Tavuz bölgesinde çatışmalar meydana geldi. Azerbaycan “hesap vakti geldi” diyerek çıktığı bu yolda toprakların gerçek sahipleri olarak başarılı operasyonlar gerçekleştirdi. Ve yavaş yavaş topraklarını geri almaya başladı. Aslında Azerbaycan halkı için bu savaş kaçınılmazdı. Halk bu savaşı istiyordu. Çünkü bu savaş “savaşı bitirmek için yapılan savaş” olacaktı.

Peki TÜRKİYE?
102 yıl önce, 1918 yılında, Ermeni Taşnakları, Rus Bolşevikleri ve İngiliz Askerleri
Azerbaycan’a girmişti. Toprakları işgal ederek 50 bine yakın insanı katletmişlerdi. 1918’de Azerbaycan Aydınları Enver Paşa’ya bir mektup yazarlar ve yardım isterler. Şehid-i Âlâ ve Gâzî-i Namdar Enver Paşa bulunduğumuz zor duruma rağmen Azerbaycan ve Dağıstan’ın Osmanlı’dan yardım talep etmesi üzerine kurdurduğu Kafkas İslam Ordusunun kumandanlığına kardeşi Nuri Paşa’yı getirir. Gence’ye 25 Mayıs 1918’de ulaşan Kafkas İslam Ordusundaki asker sayısı, Azerbaycan kolordusundan yapılan bin kişilik takviyeyle 12 bine ulaşır. Güzergahındaki Göyçay, Salyan, Ağsu ve Kürdemir’i de Bolşevik birlikleri ve Ermeni çetelerinden temizleyen Kafkas İslam Ordusu, 15 Eylül 1918’de Bakü’yü kurtarır. Kafkas İslam Ordusu, Bakü’nün kurtuluşu için bin 130 şehit vermiştir.
VE TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR…

Bizler o gün Osmanlı Devleti bugün Türkiye Cumhuriyeti olarak yine kardeşlerimizin
yanındayız. Ve olmaya da devam edeceğiz. Sözlerimi Ozan Arif’in şu dizeleriyle
sonlandırmak istiyorum;
Dünya duysun bu sesi, bu ses şarkın sesidir,
Peygamberin övdüğü necip ırkın sesidir,
Bu ses Azerbaycan’ın, bu ses Türk’ün sesidir,
Bu Ermeni tak etti, canımıza tak artık,
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!
Karabağ’da kan var kan, ağlıyor Azerbaycan,
Karabağ’da karalar bağlıyor Azerbaycan,
Kanlar karı eritti, çağlıyor Azerbaycan,
Vahşet bu vahşet dünya, dön yüzünü bak artık,
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Şengül İnce

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu