Platon’u ve Devlet İdeasını Anlamak

Hepimizi yaşadıklarımız var eder. O gün, orada ayağın takılıp düşmeseydin bugün bu kadar güzel ve dikkatli yürüyemezdin. O gün o insan sana yalan söylemeseydi, bugün hala kolay kandırılabilen bir insan olurdun ya da sen daha doğmadan ailen sana şu an tuttuğun takımın tulumlarını almasaydı bugün başka bir takım tutuyordun. Platon da eğer yaşadığı dönemde doğmasaydı ya da başına gelen olaylar olmasaydı Platon olmazdı. Tam anlamıyla soylu bir aileden gelen Platon, Peloponez Savaşı sırasındaki yöneticiler ve hocası Sokrates’in idamından etkilenerek potansiyel ve belki de müstakbel bir politikacı olmasına rağmen siyasetten elini ayağını çekip felsefeye yakınlaştı.
Tüm batı felsefesi tarihi Platon’a düşülen dipnotlardan ibarettir. – Alfred North Whitehead
Platon’un felsefesi, yaptığı dünyalar ayrımı ile birlikte, felsefe tarihinde bir yapı taşı olmuştur. Hangi filozofu okursanız okuyun, Platon’dan izler görebilirsiniz. Örneğin John Locke’un tabula rasa demesinin sebebi Platon’dur. Çünkü Platon, deneyimlemeyi hatırlamak olarak görür ve biz doğmadan önce ideaların zaten zihnimizde mevcut olduğunu, bir şeyi deneyimlediğimizde ise aslında onu hatırlamış olduğumuzu söyler. Platon’un bunu söylemesinin sebebi de kendisinin yapmış olduğu ve yıllar sonra idealizm – materyalizm tartışmasına yol açacak olan dünyalar ayrımıdır. Bu ayrım, beş duyumuzla deneyimlediğimiz dünya ve idealar dünyası ayrımıdır. Platon’a göre, duyularımızla hissettiğimiz dünya bizi ideal gerçeğe ulaştırmaz, ideal olana yani idealar dünyasına sadece akıl yoluyla erişilebilir.
Demokrasiyi, bir geminin dümenini tüm mürettebatın tutmasına ve yönetmesine benzeten Platon, bozuk olarak gördüğü bu sistem yerine ideal bir devletin nasıl olması gerektiğini düşünmeye başladı ve cevabını da idealar dünyasında buldu. İdealar dünyasını daha iyi anlayabilmeniz için basit bir örnek verelim. Bu yazıyı okuyan herkesten bir kağıda bir ağaç çizmesini istesem herkes dandik de olsa bir ağaç çizmeyi başarabilir ama her birinizin çizdiği her ağacın birbirinden farklı olacağı da bir gerçek. İşte bu çizdiğiniz ağacı düşünürken kafanızda canlanan ağaç aslında ağaç ideasıdır veyahut dostluk dediğimizde hepimizin aklında beliren şey dostluk ideasıdır ve bu ideaların hepsi idealar dünyasına aittir. Buradaki önemli nokta, Platon idealar dünyasından bahsederken zihnimizin ürettiği bir dünyayı kastetmez. İdeaların bulunduğu ve sadece akıl yoluyla ulaşılabilen, var olan bir dünyadan bahseder. Meşhur mağara alegorisinde tam olarak bunu anlatmaya çalışır ve Platon’a göre mağaradan çıkan yani idealar dünyasına ulaşan kişiler filozoflardır.
Platon da bir filozoftur, idealar dünyasını görmüştür ve Devlet adlı eseriyle bize devlet ideasını anlatmaya çalışır. Bu ideada devlet tıpkı ruh kuramındaki gibi üç kısımdan oluşur. Yönettikleri halk uğruna zevklerinden feragat eden yöneticiler, onların altında ülkeyi korumak için görevlendirilmiş bekçiler ve en altta çalışan kesim. Platon, ancak bu üç grubun mükemmel dengesiyle ideal bir devlet oluşturulabileceğini söylüyordu ama böyle bir devletin gereğinden fazla totaliter bir devlet olacağı gerçeğini gözden kaçırmıştı sanırım.
Caner HAN