Siber Güvenliğin Uluslararası Politikada Etki Aracına Dönüşmesi ve Uluslararası Aktörler (A38)

Siber güvenlik; kurum, kuruluş ve kullanıcıların varlıklarına ait güvenlik özelliklerinin siber ortamda bulunan güvenlik risklerine karşı koyabilecek şekilde oluşturulmasına yönelik bazı araçlara sahiptir. Her ne kadar bu tanım, siber silah algısını geliştirmemiş olsa da, uluslararası alandaki olayların seyrine etki eden bu türden araçlar müdahale unsuru haline dönüşmüştür. Siber silahlara örnek olarak zararlı yazılımlar bakteri, solucan, virüs, trojan, arka kapı ve sistemleri etkilemeye yönelik saldırılar, hizmet dışı bırakma saldırıları verilebilir. Arka kapı, tuzak kapı olarak da bilinmektedir. Siber ortamda internet altyapısı ve ağı bu etkenlerden farklı oranlarda etkilenmektedir.
Uluslararası hukukun da dâhil olduğu siber istihbarat faaliyetlerinin, hem 11 Eylül saldırıları esnasında, hem de yükselişe geçtiği dönemde, El-Kaide terör örgütünün internet ve “hackleme” teknolojilerinde ciddi bir yol kat etmesi dikkat çekicidir. Siber istihbarat açısından uluslararası aktörlerin caydırılması amacıyla bir tercih önceliğine dönüşen siber casusluk, önceden kişisel amaçlarla yapılırken zamanla bireysellikten çıkmış ve ekonomik, politik, asker avantaj sağlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır.
Siber saldırı, siber korsanlar tarafından yapılabileceği gibi yetkili resmi kurumların bilgisi dâhilinde de gerçekleştirilebilmektedir. Saldırılar amaçlarına, saldırı şekillerine, etkilerine göre farklılık içermektedir. ABD gibi devletler için gerçek kaygı, diğerlerinin artık siber tehdit oluşturabilmeleri değil, geleneksel kuvvetlerin hassas noktalar oluşturmalarıdır. Siber saldırıların hazırlık aşamasında, birimler ya da aktörler, tekil hareket etmenin yanında ortak hareket kabiliyetine de sahiptir. Bir tehdit ile başa çıkabilmenin birinci şartı, onu doğru tanımlayabilmekten geçmektedir. Siber politikalarda saldırı ve savunma ikilisinde, siber saldırıya ve siber savunmaya ilişkin politikaların oluşturulması hususunda tartışılmaktadır. Siber savunmaya ilişkin genel sorun, problemin boyutlarının doğru olarak tespit edilmemesiyle ilişkilidir.
Siber ortamın merkez ve sınırları olmayan ağ biçimindeki yapısı, onun herhangi bir devletin veya herhangi bir hukuk düzeninin altında yer almasına engel olmaktadır. Siber ortam; ulusal güvenlik ve siyasi iktidarların asker saldırıları için bir ortam olarak kullanılabilmektedir. Uluslararası politikada aktörler veya temel aktör olma sorunu, küreselleşen dünyada belirsizliği daha çok hissettirmeye başlamıştır.
Aktör kavramı, uluslararası politika alanına davranışçı yaklaşım çerçevesinde girmiştir. Uluslararası ilişkiler açısından sınırları belirli olan devletler, etkilenme açısından coğrafi, kültürel ve sosyal unsurlara bakılmaksızın, ciddi bir farklılığa sahiptir. Küresel bir aktör olarak devletin sınırları içerisinde olan ve dolaşan siber tehditler farklı fiziki araçlarla da etkinliğini artırabilmektedir. Dünyada birçok askeri örgüt ve istihbarat birimi; çok sayıda birey, suç ve terör örgütü, bilgi sistemlerinden veri çalmaya ve bu bilgi sistemlerini çalışamaz hale getirme çalışmalarını sürdürmektedir.
Dr. Öğr. Üyesi Vahit Güntay’ın “Siber Güvenliğin Uluslararası Politikada Etki Aracına Dönüşmesi ve Uluslararası Aktörler” makalesinden derleyen: Minel KAYA